Rüzgâra Dokunmak Kitap Yorumu

 

Hepimiz özgür olmak isteriz. Kadınlar olarak istediğimizi giymek, istediğimiz saatte, istediğimiz yerde olabilmek isteriz. Korkusuzca yaşamak isteriz. “O saatte orada ne işi varmış?”, “Kesin ümit vermiştir.” denilmesin isteriz. Biz çok şey istemiyoruz aslında ama bize bu özgürlüğü çok görüyorlar.

Rüzgâr kapısına bırakılan notları ilk başta çok önemsemiyor. Kendisine geldiğine ihtimal bile vermiyor. Ta ki notların şiddeti artana kadar… Sonrası her gün haberlerde duyduğumuz şeyler aslında. Şikayetçi olunmasına rağmen delil yetersizliğinden dikkate alınmama, şiddet, korku… Kitabı okurken kendinizi Rüzgar’ın yerine koyabiliyorsunuz. Duygular güzel işlenmişti bu sayede kendinizi onu anlarken, onun hissettiklerini hissederken bulabiliyordunuz.

Mavi Gece yorumumda “Tuna karakteri için yorumumu Rüzgâra Dokunmak kitabına saklamak istiyorum.” demiştim. Gelelim bu kısma. Mavi Gece’de uslanmaz halleriyle tanıdığımız Tuna’yı bu derece sevgi dolu görmek çok hoşuma gitti. Tabi ki sinirli haline denk gelmek istemezdim. Tuna kesinlikle benim favori karakterim hem Rüzgâra Dokunmak için hem Mavi Gece için.

Rüzgâr’ın çok fevri davranışları vardı ama bunun için ona kızamıyorum bile. Çünkü ben onun yerinde olsaydım bende onun kadar fevri davranabilirdim. Yaşadığı şeyler kesinlikle kolay değildi.

Kadının en büyük düşmanı yine kadın. Kesinlikle kitabı okurken bu cümleye o kadar hak verdim ki. Rüzgâr orada hayatı için çabalarken ona hemcinslerimiz tarafından yapılanları şaşkınlık içerisinde okudum. Sesimizin çıkması için bizim başımıza gelmesine gerek yok. Bugün onun başına gelen şeyin yarın bizim başımıza gelmeyeceğinin de garantisi yok.

Şu an söyleyeceğim şey size garip gelecek belki ama saplantılı olan kişinin düşüncelerini merak ediyorum. Yani gerçekten o notları yolladığında Rüzgar’ın ona koşa koşa geleceğine inanıyor muydu onları yazarken? Yaptıklarını ne düşünerek yapıyordu? Mantıklı bir açıklaması olmadığının farkındayım ama yine de merak ediyorum işte.

Kitapta bazı yerleri okurken çok sıkıldım. Özellikle Rüzgar’ın tekrar tekrar düşündüğü şeyleri okurken bir an önce bitmesi için dua eder haldeydim. Bunun dışında oldukça iyiydi kitap. Mavi Gece’ye göre yazım tarzı daha iyiydi. Yazarın kendisini geliştirdiğini hissedebiliyordunuz. Kitapla ilgili birçok şey söylenebilir ama okuyup görmenizi isterim şahsen. Okumadıysanız Mavi Gece’den başlamanızı tavsiye ederim. Evet bir seri değil ama Mavi Gece’yi okuduğunuzda bu kitabı daha iyi anlayacaksınız.

Siz Rüzgâr ve Tuna ile tanıştınız mı? Kitabı okuduysanız kitap hakkında ne düşünüyorsunuz?




Çünkü zannedilenin aksine sevgi, onunla mutlu günleri yaşayabilme arzusu değildi. Sevgi, onunla korkunç bir yaşam döngüsü içine hapsolup kalmışken, bütün bedenim yara bere içinde parçalanmışken bile beni acıyan yerlerimden sardığını hissetmekti. Hüzünlü çehremde sebep olduğu tebessümdü. 

Onu seviyordum.



"Korkunun içindeki umudu öldürmesine izin verme," diye fısıldadı kararlı bir sesle. "Çünkü gerçek güzellikleri yalnız cesur insanlar görebilir. Sen tanıdığım en cesur insanlardan birisin, fırtına."




Ancak hayat bazen sizden daha güçlü esiyordu ve ne olduğunu bile anlamıyordunuz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar